TERAKKI ROBOT
  Ruzgar Enerjisi
 

 

Rüzgar Enerjisi
Ülkemizde de son 35 senede her sene %8 enerji tüketimi artıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarından biride rüzgardan elektrik eldesidir. Bu konuda optimize edilmiş teknolojik standartlara ulaşılmıştır. Özellikle güney Ege ve Trakya bölgelerimiz bu konuda biçilmiş kaftan. Bu bölgelerde yıllık ortalama rüzgar hızı 6 m/s dir. Ege bölgesinde yaz ortalaması 8 m/s dir. Yaz aylarında turizm mevsimi nedeniyle enerji tüketimi artış gösterdiğinden bu da uyumlu bir avantajdır.
Dünyanın bir çok bölgesinde rüzgar parkları görmekteyiz. 500 kW lık bir rüzgar pervanesinin her türlü kuruluş masrafları ve sigorta primleri ve bağlantıları dahil olmak üzere fiyatı 600.000.- USD dir. Böyle bir üniteden Akkuyu’daki nükleeer santrale özdeş bir tesisin kurulması için gerekli olan tüm masraflar 2.2 milyar USD dir. Bu gerçek hiçbir şekilde göz ardı edilmemelidir. Türk Sanayicisi hem solar termal , hemde rüzgar teknolojisini Türkiye’ye transfer edebilecek güçte olup, bu teknolojinin kendisine kazandıracağı deneyim ile yurtdışında bu tür tesisleri kurdurmak için plan yapan ülkelere malzeme ve teknoloji transferi yapabilir. Kısaca, yenilenebilir enerji teknolojisinin geç kalınmadan memleketimize girmesi sağlanmalıdır.
Bir çok bölgede bunun için uygun rüzgâr var mıdır, yok mudur, ilk başta bunu bilimsel olarak ölçmek gerekiyor. En az 1 ila 2 sene ölçülmesi lazım ki aynı döngüyü bulsun. Rüzgâr 10 senede +/- 10 sapan müthiş istikrarlı bir kaynak. Yani bir hidrolik santral gibi değil, yağışlar çok daha değişken olabiliyor yıllar içinde ama rüzgârda öyle bir şey yok.
 Sıradan bir vatandaş olarak, rüzgârın güvenilmez ve çok inişli çıkışlı bir enerji kaynağı olduğu düşünülebiliyor, ama öyle değil.
Öyle olsa hesaplamak mümkün olmaz. Mesela Çeşme’de 8 senedir çalışan santralımız var. 1-1,5 senelik ölçümler yapıldı ve geçmiş 20 senelik ölçümlerle kıyasladıktan sonra, yılda 4.5 milyon kw/saat üreteceğimiz hesaplandı. Son 8 senenin ortalaması 4.6 milyon kw/saat. 
Bozcaada’da biz 34 milyon kw/saat hesaplanmıştı. 5.5 senedir Bozcaada’da ortalaması yılda 36 milyon kw/saat.
Danimarka’nın elektrik enerjisinin %21’i rüzgârdan sağlanıyor ve 2010 yılına kadar da %25 hedefi var. Danimarka 5 milyonluk bir ülke, Türkiye’den 19 kat küçük olan 45 bin km2’lik küçük bir ülke, şu anda 3200 mw kurucu gücü rüzgâr var. Türkiye’de yalnızca 20 mw var.  
Enerji politikamız yoktu. Almanya’da rüzgâr enerjisiyle ilgili, yenilenebilir enerji ile ilgili kanun 1991’de çıktı, şu anda 18-19 bin mw’ta, biz de 2005’in Mayıs’ında çıktı. Arada 14-15 senelik fark var, kanun da mukayese edilmeyecek kadar kötü. Yani Türkiye 15 sene geç kalmış, siyasi otorite böyle bir karar almamış, böyle bir politikası da yok, hedefi de yok.
 
Şu anda Türkiye’de 4 tane rüzgâr santrali çalışıyor; 1998 Çeşme, 2000 Bozcaada, 2003’te de İstanbul Hadım köy’de. Bunların üretiminin büyük bir bölümü Türkiye’de yapılıyor Şu anda kanatları Türkiye’de yapılıyor, İzmir’deki fabrikada 350 kişi çalışıyor. Bütün dünyaya İtalya, Japonya’ya ihraç ediliyor. Bir kanadı üretmek için 2000 insan/saat çalışıyor.
Önümüzdeki senelerde jeneratör de yaparsak %100 Türk malı olacak. Burada hem ihracat olacak hem de Türkiye’nin önümüzdeki senelerde açılan rüzgâr pazarıyla da yerini bulacak.
 Biz 1996’da Türkiye’de ilk rüzgâr enerjisine başladığımızda Yunanistan’da 28 mw vardı, şimdi Yunanistan 600 mw’ı geçti ve 1500-2000 mw izinler alıp alma yoluna gidiyor. Fransa’da hemen hemen hiç yoktu, 200-300 mw’a geldi. Portekiz geçen sene 1000 mw’ı geçti. İspanya 1000 mw idi, 9000 mw’a geldi. Avrupa o kadar büyük bir teşvik mekanizmasını o kadar net koydu ki, şu anda bütün rüzgâr enerji santralleri üreticileri 2008’e kadar dolu, tamamen dolu, sipariş yetiştiremiyorlar. Çünkü Avrupa’da kanunlar, AB uyum çerçevesinde hedeflerine kitlenmiş, bu yönde gidiyor.
Rüzgâr enerjisini kullanarak hidrojen enerjisi açığa çıkartılabilir. Hidrojen çok yanıcı bir maddedir, doğalgaz gibi yanarak bir enerji ortaya çıkıyor. Rüzgâr enerjisi ile suyu ayrılırsa, hidrojen doğalgaz gibi her yerde kullanılabilir. Yandığı zaman hidrojen oksijenle birleşiyor ve H2O yani su çıkıyor, karbondioksit çıkmıyor. Suyun da bir zararı yok. Böylece rüzgâr enerjisine ihtiyacınız olmadığı zamanlarda, gece, Türkiye’de ve dünyada elektrik tüketimi düşüyor herkes uyuduğu için, gece esen rüzgârları suyu elektroliz etmek için kullanılıyor ve su ayrıştırılıyor, hidrojen depolanıp istendiği zaman, gece gündüz kullanılabilir. Böylece ihtiyaç olmadığı zamanlarda esen rüzgârı hidrojen vasıtası ile depoluyorsunuz.
 
 
 
  Şimdiye kadar 1513 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol