Güneş Pilleri
Uydulara ve diğer uzay araçlarına yerleştirilen çok sayıda cihazın gerektirdiği ortam ısısını ve elektriği üretmek üzere farklı fiziksel temellere dayanan başlıca üç tür enerji kaynağı geliştirilmiş bulunmaktadır. Bunlardan biri küçük tip nükleer reaktörleridir. Diğer ikisi güneş enerjisi ve radyoizotop enerjisi ile çalışan üreteçlerdir. Amerika Birleşik Devletleri 1978 yılına kadar uzaya göndermiş olduğu uydularda yalnız bir kez nükleer reaktör, 20 kez radyoizotop enerji paketi ve çok daha fazla sayıda güneş hücresi kullanmıştır
Güneş pili uzayda radyoaktif kalıntı bırakmayan temiz bir aygıt olduğu için Amerika tarafından tercih oluna gelmiştir. Fakat en çok 10 yıla varan ömrü onun ancak kısa ve orta süreli uçuşlarda kullanılmasına yetmektedir. Gerek bu neden ve gerekse güneşten uzaklaşıldıkça enerji üretiminin zayıflaması, onu sadece dünya etrafındaki uçuşlar için uygun kılmaktadır. Dünyanın güneşi görmeyen tarafında üretim mümkün olmadığından güneş hücresinin enerji sürekliliği ancak bir batarya ilavesiyle sağlanabilmektedir. Batarya ise sistemi tahminlerden fazla ağırlaştıran bir eklentidir. Güneş hücresi teknolojisi 1980'li yıllarda metrekareden 100 W elektrik üretecek düzeye gelmiştir. Bu durumda bir okyanus keşif ve denetim uydusunun 4 kW dolayında olan elektrik gereksiniminin yalnız bu kaynaktan sağlanması halinde uzaya 40 m 2 genişliğinde kanat açması gerekmektedir. Günümüze gelene dek kanatlar bir sakınca yaratmadı. Fakat 19 Mayıs 1978 günü ilk "avcı-vurucu" (hunter-killer) Sovyet uydusunun uzayda boy göstermesi durumu değiştirmiştir. Radar algılamasına yakalanmayı ve avlanmayı kolaylaştıran güneş kanatları artık uyduların istenmeyen uzantılarıdır.
|